“Babamın mektubunu düşünüyordum. Onun kahramanlarını. Bir de benim kahramanlarımı. Yaşıtlarımın kahramanlarını. Hatta benden büyüklerin de kahramanlarını… Sinemalarda, kitaplarda, çizgi romanlarda, televizyonda, sosyal medyada. Yani her yerde. Bir mahkeme kurup kahramanları yargılamaya karar verdim. Bunu nasıl yapacaktım?”
Ali, Zeytinburnu’nda tuhaf olarak etiketlenmiş bir genç. Sıradanlık ona göre değil, çünkü Ali’nin içinde matematik dehası kadar güçlü bir tuhaflık yatıyor. Diğerleri onu anlamasa da, Ali’nin tuhaflığı, sadece sayılarla değil, aynı zamanda kendi gerçek benliğiyle savaştığı bu hikâyede ortaya çıkıyor.
Ben Neden Bu Kadar Böyle, sonsuz sorular arasında, Ali’nin içindeki gücü, dostluğu ve hayal gücünü keşfetmesiyle genç okurlara “sıradan” birinin nasıl gerçek bir kahramana dönüşebileceğini gösteriyor.
Matematik, bu hikâyede sadece bir araç değil, aynı zamanda bir kahramanın doğuşunun anahtarı…