Camî’nin en değerli eserlerini sanatın hamisi olarak tarihe adını yazdıran Hüseyin Baykara döneminde vermiştir. Baharistan da bu Türk sultanına armağan edilen eserlerdendir.
Her ne kadar Baharistan’ını Sadî’nin Gülistan’ına kıyaslasa da Molla Camî. Sadî’nin realizmi karşısında mistisizmi temsil eder. Babürşah. Babürname’sinde onun için “Ona kendi asrında zahiri ve manevi bilgilerde yetişen olmamıştır” diyerek sanatı kadar ilminin derinliğine ve manevi cephesine dikkati çeker. İran’da neş’et etmiş olmasına rağmen Buharalı Bahaüddin Nakşibend’in müritleri tarafından yayılan Nakşî tarikatine girmiş ve ehl-i sünnet mezhebine meyil göstermiştir. Muhyiddin-i Arabî ve Mevlana Celaleddin’e son derece bağlıdır.
Baharistan sekiz bahçe olarak düzenlenmiş. Şark’ta sözün söyleniş gayesi olan “hikmet” esası üzerine oturtulmuştur. Gayesi, Allah’ı tanıma ve bilme yolunda nasihat vermektir. Kibrin kötülüğünden cömertliğin erdemine kadar Peygamber ahlakına ait temel unsurlar masal-hakikatler içerisinde dile getirilir. Tasavvuf ehlinin üzerinde konuşup düşündüğü en temel konu “derviş ve aşk” anlatılırken incelik ve derinliğe ait bütün sınırlar zorlanır.
Baharistan, Sadık Yalsızuçanlar’ın hikaye-şiir hamulesi. daha önce kendini aşk ve şark klasiklerine karşı sınamış başarılı üslubuyla Timaş Yayınları tarafından yeniden neşredildi. Nükte ve mazmunların tercüme sakilliğinde kaynayıp gittiği. hele bilgeliğin ne denildiği anlaşılmayan cümleler arasında eridiği Şark Klasikleri arasında farkını ortaya koyabiliyor Yalsızuçanlar çalışması.