Kendim ne kadar nasiplendim bilmiyorum ama hiç olmazsa bu nitelikte, o konumda bulunanlarla geçti meslek hayatım. Onların heyecanlarına, hayretlerine, kendilerini gerçekleştirme esnasındaki coşku ve mutluluklarına şahit oldum. Kendime gelince... Çalışıyorum, oldu olmadı derken iş hayatının o bazı talihsizliklerinden uzak kalıp “kötü ile konup göçücü” olmamama vesile olduklarına inanıyorum. Emeklilikten sonra hayatın beni acıların ve üzüntülerin dışında bıraktığını fark ettim. Önce inanamasam da çok geçmeden bunu da mesleğime borçlu olduğumu anladım.
Ders notu deyip geçmeyin. Bunlar hayatımın en önemli
parçasıydı. Onlar olmasa vakit geçiremeyeceğim gibi hayata
da bağlanamazdım. Öğrenciliğimde hayattan bıktığım, bunaldığım
anlarda kendime bir “katık” yaptım onları. Dayanamaz hale geldiğimde tekrar
tekrar temize geçerek arınabildim. Hocalarımın -istisnası yoktur- bilgi
ve becerileri, görgü ve şefkatleri gönlümü açtı. Bu mesleğe onlar sayesinde
sahip olabildim. Kötü bir söz işitmedim. İmalı bir davranışa
rastlamadım. Bu hatıratı da tuttuğum o ders notları ve
hocalarımın bilgi ve görgüleri sayesinde yazabildim.