“Pırıl pırıl denizde, pırıl pırıl, sayısız kum tanecikleri vardır. Toprağın ufak, minik zerrecikleri… Kimsenin tenezzül edip saymadığı, meşgul olmadığı milyonlarca ufak, minik dünyalar… O kadar zavallı, o kadar zayıf, o kadar ehemmiyetsizdir ki onlar…”
Kum taneciklerinin kâinattaki yerini anlamaya bugüne kadar kimin aklı ermiş ki? Ama çokluğun içindeki o kesif yalnızlığı ve belirsizliğin kucağındaki o elim kederi iyi biliyor, iliklerinde hissediyor Ömer. Bir garip gayya kuyusu bu, düşen çıkmaya çalışıyor; çalıştıkça daha da batıyor. Yaman Koray’ın ilk öykü toplamını sunduğumuz Bir Yaz Gecesi isimsiz küçük kahramanlara, bir su kaynağının yanı başında sonsuzluğa uğurlananlara, vedalara, birbirinin yangınında kül olan sevdalılara ve en çok da daimî mağlubiyetlere adanıyor. Yalın satırlarla flört eden bu ağdalı düşlerin asıl gücü ise yepyeni başlangıçlara duyduğu heyecanda yatıyor.