Allah'ın bildirdiği hakikatlere inandığını iddia edenlerin (mü'min) kalplerini, Allah’ın Zikrine (Kitabına) ve ondan ortaya çıkan hükümlere gerçekten bağlanma zamanı gelmedi mi? Sakın ha! Onlar daha önce kendilerine kitap verilenler gibi olmasınlar; zira zaman geçtikçe onların kalpleri katılaşmıştı. Zaten onların çoğu da yoldan çıkmıştır. (Hadid, 16) İnsan yeryüzünde aklı, vicdanı ve edindiği bilgilerle tercih yapabilen yegâne varlıktır. Nerede ve hangi şartlarda dünyaya geldiği tercihlerinin dışındadır. Yine gözünü açtığı dünyada kendisinden önce varolan inanç ve kültürü bir kimlik olarak hazır bulması da tercihleri dışındadır. Hiçbir tenkit ve sorgulamaya tabi tutmadan içinde doğduğu toplumun dinini, mezhebini, ideolojisini kimlik edinir. Onları mutlak doğrularmış gibi görmeye ve savunmaya başlar. Her ne kadar bu durum insan için bir çıkmazmış gibi görünse de aslında doğuştan getirdiği melekelerini kullanabilir ve içinde bulunduğu durumu sorgulamaya çalışır. Bu durumda ise karşısına kendisini kuşatan çevresi çıkar. Ya herşeyi göze alarak hakikati aramalı ya da içini kemiren soruları hasır altı edip kalabalıklara karışmayı tercih etmeli! Zihnindeki bu çekişme herkesin tecrübe ettiği bir realitedir. Daha açık ifadeyle örneklendirirsek, Tebriz'de doğan bir Türk çocuğu inanç olarak Şii olurken, Erzurum'da doğan bir Türk çocuğu Sünni olacaktır. Her ikisi de kendilerini en doğru yolda kabul edecektir. Hâlbuki Allah ne Sünnilik ne de Şiilik diye bir din göndermiştir. Allah'ın Nebisi Muhammed (as) da böyle bir kimlik ortaya koymamıştır. O, sadece kendisine vahyedilen Kur'an'a uymuş ve inananları da tek vücut haline getirmiştir. Günümüzde atomlarına kadar parçalanmış müslümanların ekserisi kanımca Kur'an'a uyduklarını iddia edemezler. Ya Kur'an'ı mezheplerine uydurmuşlar ya da tamamen gözardı etmişlerdir. İşte elinizdeki bu kitap, arayışta olanları Allah'ın kitabıyla yeniden buluşturan çok iddialı bir çalışma ve bir tür meydan okumadır. Bu meydan okuma bir hadsizlik olarak değil, Allahın kitabının inanan kalplere verdiği bir çeşit cesaret olarak algılanmalıdır. "Gerçekten bu Kurʼan en doğru yola iletir ve iyi işler yapan mü’minler için büyük bir mükâfat olduğunu müjdeler.