Mükemmel Şehir’in ilk üç nesli güneşli günlerde serpildi. Dördüncü nesil, kurucular zamanıyla yarışan bulutlu günler gördü. Beşinci nesil ise aralarından en bahtsız olanıydı; artık ne ileri gidebilir ne de geriye dönebilirlerdi. Karanlık tümüyle bastırdığında, kaybolmamak için direnecek olan onlardı.”
Cam Şehir, eşitlik ve özgürlük kavramları üzerine düşündüren distopik bir dünyanın meskeni...
“Mükemmel Şehir” olarak adlandırılan camdan bir şehrin kurucuları, halkına gerçekte nasıl bir yaşam vaat edebilir? Matriarkal (Anaerlik) bir düzende yaşasak, sonuçları eski düzeni aratır mı? Peki eril zihniyet yapısı sadece erkeklere has bir meziyet midir?
Bu ütopik toplumda anneler işe giderken, babalar çocuklarına bakıp ev işleriyle ilgileniyor; erkek çocuk dünyaya getiren anneler, evin büyükleri tarafından lanetleniyor; okullarda işlenen ahlâk dersinde, erkeklerin giyimi ve davranışları hakkında nutuklar çekiliyor...
Adına “tragus” dedikleri bir aletle halkını kontrol altına almaya çalışan birtakım insanlara karşı açılan bu devrim savaşında, adalet gerçekten sağlanabilecek midir?
Cam Şehir, “erkek çocuk” ve “baba” olmanın zorluklarını gözler önüne sererken, cinsiyet eşitsizliği çevresinde gelişen düzene karşı durmak için çıkılan bu başkaldırı serüvenine, okurlarını da ortak etmeye davet ediyor.