Babasının "Birini eleştirmeye kalktığında herkesin seninle aynı imkânlarda dünyaya gelmemiş olduğunu aklına getir!" sözünü hiçbir zaman unutmamış olan F. Scott Fitzgerald (1896-1940) Caz Çağı Öyküleri adlı bu eserinde 1920'li yılların Amerika'sının hem göz kamaştırıcı refahını hem de caz müziğin geliştiği boğucu kaldırımlara sahip Güney eyaletlerini göz önüne seriyor. Dönemin ruhunu yansıtan öykülerinde Fitzgerald çoğu zaman ihtişamıyla anılan 20'lerin imkânsızlıklarını da kendine özgü anlatım tarzıyla ele alıyor. Adı sıklıkla Ernest Hemingway ve William Faulkner gibi usta öykücülerle birlikte Amerikan edebiyatının "Kayıp Kuşak"ının en parlak edebiyatçıları arasında anılan yazar Birinci Dünya Savaşı sonrasında yaşanan o ağır buhrana karakterlerinin ikili ilişkileriyle minör bir yaklaşım sergilemekte. Hovardalığın ve zenginlik arzusunun galip geldiği Caz Çağının öykülerinin merkezinde yer alan kadın-erkek zengin-fakir ilişkileri Fitzgerald'ı yalnızca kendi döneminin yazarı olmaktan çıkarıp günümüze de seslenir hâle getiriyor.