“Tanrı Dağları’nın doruklarından çığlık çığlığa inen Kürkürü Irmağı, Şeker Köyü sınırlarına vardığında, dağlardan sulara taşıdığı esini, yetim bir çocuğa emanet eder. Aytmatov’un “yaklaşınca yüreğim titrer!..” dediği Şeker ayılından sonra Kürkürü’nün deli dolu akması kaybolur; değişir, dinginleşir, durulur… Ama bu sefer dağların ve ırmakların sırrını ödünçleyen yetim bir çocuk çağlamaya ve dünyaya doğru akmaya başlar.
|
Şeker’den başlayıp bütün sınırları aşarak çığlık çığlığa geleceğe ağan bu yetim çocuk, Cengiz Aytmatov’dur. Suların sırrını ödünçleyen bilge, bugün 194 farklı dile çevrilerek çağlar, tıpkı yaşam gibi… Zira yaşam da sular gibi sonsuz ve mavi bir akış değil midir?”