Bilim ve teknolojinin etkisiyle giderek daha mekanik ve dijital bir dünyaya evriliyoruz. Özellikle teknolojinin bilimkurgu sineması ile kolektif çalışması, bu ortaklığın ortaya çıkardığı kurgusal dünya ve geleceği öngörülebilir veya tasarlanabilir bir alan haline getirmesi, her şeyde olduğu gibi kutsal değerleri ve kaynakları da tasarlanabilir kılmaktadır. Din de bu çerçevede, gelecekteki dönüşmüş bir form olarak bilimkurgu filmlerinde boy göstermektedir.
Bilimkurgu sinemasının yeni kutsal değerler oluşturması, var olan kutsal değerleri sinematografik metaforlar ile dönüşüme zorlamakta, zihinlerde oluşturduğu yeni Tanrı ve kutsal algısı ile kutsal bir forma dönüşmeye başlayan ‘makine insan’ metaforunu karşımıza çıkarmaktadır. Yapıbozuma uğrattığı kutsal değerler ile yeni görünen din algıları üreten bilimkurgu sineması, transhümanizm, posthümanizm, dataizm gibi ideolojilerin etkisiyle izleyicinin zihninde geleceğe uyarlanmış din anlayışlarının ve hiper-gerçekliklerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır.
Bilimkurgu sineması, diğer tüm türler gibi bir anlam inşa etme alanıdır ve fütürist tüm film çalışmaları da bu anlamı geleceğe taşıma işlevi görmektedir. Bilimkurgu sinemasının dini yönü de anlam inşa etme açısından yeniden anlamlandırma ve kavramsallaştırma, bir dönüşüme zorlama çalışması veya çabasıdır.