“Hayran olduğum arkadaşım yalnız sınıftaki çocuklar arasında değil, dünyada bizim yaşımızda düşünebildiğim başkalarıyla karşılaştırınca da bana göre en güçlü çocuktu. Oysa dışarıdan bakılınca herhangi bir özelliğiyle dikkat çekmezdi. Bizim sınıftakilerin yanında bile kısaca boylu, toparlacık bir oğlandı.” Fazıl İskender’in Abhazya’yı insanlarıyla, manzaralarıyla ve tüm atmosferiyle mitolojik bir anlatıya dönüştürdüğü hikayeler dünyasından ilk kitap olarak Çegemli Sandro Dayı’yı yayınlamıştık. Kafkasların çok kültürlü, haritalanamaz karmaşıklıktaki yaşam dünyasına tanık olduğumuz bu hikayelerin devamı niteliğindeki Çik ve Puşkin’de biraraya gelen öyküler çocukluğun büyülü günlerine odaklanıyor. Sadece dünyanın kıyısında kalmış bir dünyada geçmez bu öyküler, aynı zamanda insanın hafızasının da kıyısında köşesinde unutulmaya yüz tutmuş anıların sahasında geçer. Herkesin çok erken vedalaştığı çocukluğa edebiyatla bir dönüş vadediyor Çik ve Puşkin.