Bu kitap Soğuk Savaş sonrası ortaya çıkan yeni süreç içersinde Avrasya coğrafyasında meydana agelen güç boşluğunu doldurmak için mücadele eden Çin Rusya ve ABD'nin politikalarını Çin perspektifinden değerlendiren yazılardan oluşmaktadır. 1990'ların ikinci yarısından itibaren Avrasya Çin için hayati bir konuma yükseldi. Çin açısından Avrasya liderliğini göstereceği veya ilan edeceği bir coğrafya olmaktan çok Çin'in küresel güce giden yolda ihtiyaç duyduğu yerüstü ve yeraltı bakir kaynaklara sahip olan bir alan olarak değerlendirilmektedir. Bu açıdan 2000'li yıllara birlikte Avrasya coğrafyasına yinelik yeni açılımlar geliştirilmiştir. Bu bağlamda Çin'in Rusya ABD ile ve Ortadoğu'nun önemli ülkeleri ve bu ülkelerdeki siyasi gruplarla olan ilişkileri bu kitapta ele alınmaktadır. Bir zamanlar dünyanın öteki ucu denilen Çin'in nasıl olup da Türkiye'nin yanı başında Irak'ın Kuzeyinde Iraklı Kürtlerle Kıbrıslı Rumlarla İran'la ve Yunanistan'la politika yürüttüğü de ayrıca bu kitapta ele alınan diğer önemli konu başlıklarıdır. Çin ne pahasına olursa olsun küresel güce giden yolda engel tanımayacaktır ve bu yönde gerek devlatlerle gerekse daha alt birimlerle ilişkiler tesis etmektedir.