Aslında her şey mavidir,
birileri gelip pis kunduraları ile toprağı karartana kadar.
Renklerimizle, işlerimizle,
hayallerimizle, kişiliğimizle oynayıp, tavırlarımızdan yakınırlar. Dönüştürdükleri insanı beğenmez, eleştirirler.
En iyileri kendileridir, en dürüstleri, en kalitelileri.
Eleştiriyle yaşarlar çünkü. Başkalarını karaladıkça
aklanırlar içlerinde. Gücüyle yetinmez, ispata girişir,
aklıyla yetinmez, anlatmaya kalkışır yani vücudunda
derlemek, bulundurmak istemez, yerlere, sere serpe saçmayı tercih eder. Bilmeyi değil bildiğinin bilinmesini ister. Görmeyi değil, gördüklerini yansıtmayı seçer.
İnsan hiç bir şey istemez aslında,
sahip olduklarının görünmesi kaygısı olmasa.
Var olmak yeterli değildir ona, ‘ben buradayım, varım!’ diye dile getirmesi gerekir.
Saklanmaz insan,
hep ortalıkta gezinir, durur.