Cumhuriyet’in ilânı, toplumumuzda her alanda değişimi de bera-berinde getirmiştir. Doğal olarak dil ve edebiyat alanında da değişmeler olmuştur. Toplumun bir bireyi olan sanatçı da, değişen sosyal ve ekonomik koşulların şekillendirdiği yeni toplumun ihtiyaçları doğrultusunda arayışlara girmiş; gelenekleri, yerleşik kuralları göz ardı ederek kendi deneyimi doğrultusunda eserler vermeye başlamıştır. Sanatın özerkleşmesi edebiyatta yeni türleri, akımları ve kavramları da beraberinde getirmiştir.
Edebiyatımızda Tanzimat dönemiyle başlayan yenileşme arayışları meyvelerini Cumhuriyet döneminde vermiş, çağdaş Türk edebiyatının özgün metinleri bu dönemde ortaya konulmuştur. Bunun temel nedenlerinin başında, Cumhuriyet Türkiye’sinin değişikliklere ve yeniliklere en açık dönem olması gelmektedir. Bu dönemde, Şinasi’yle başlayan ve Genç Kalemler’le kökleşmeye çalışan dilde sadeleşme hareketi güçlenerek hedefine ulaşmıştır. Bu kısa dönemde birçok şiir topluluğu ortaya çıkmıştır. Şairlerin, genel olarak, artık geleneğin önlerine koydukları kalıplardan kurtulup şiirin içeriğiyle biçimi arasında sıkı bir bağlantı kurma çabası içine girdikleri ve “her yeni öz, biçimini de beraberinde getirir” ilkesinden hareket ettikleri görülmektedir.