Jandarma Kurmay Albay Mustafa Önsel bana telefon ettiğinde -her gün hatırımda olup da bir türlü mevzuya giremediğim değil, girmek istemediğim- öğrenci olarak bizzat içinde bulunduğum 22 Şubat 1962 ve 21 Mayıs 1963 hadiseleri zihnimde yeniden canlanmış oldu.
O yıllarda yaşadıklarımı kendisine takriben yirmi sayfalık bir özet yazarak gönderdim ve o da, bizim köyden üç kişiyi daha ilâve ederek dörde tamamladı, “1 Köy, 4 Adam, 6,5 Darbe” kitabını yazdı. Ben ise, bu yazdıklarımın biraz daha geçmişine ve yine ilerisine giderek bunu, “Darbelerde Harbiyeli Olmak” adıyla tamamlamış oldum. “Darbelerde Harbiyeli Olmak”; benim, köy hayatımdan başlayarak adalet faciası bir kararla Kara Harp Okulundan çıkarılışıma kadar süren, ömrümün ilk yirmi yıllık hikâyesidir.
Bir ömrün ilk yirmi yılının acı tatlı hatıraları... Austin marka bir kamyonla Trabzon’dan hareket ederek Erzincan yollarında istikbal arayışı, 27 Mayıs 1960 sonrasında 22 Şubat 1962 ve 21 Mayıs 1963 hadiseleri... “Harbiyeli aldanmaz” ne demektir? Talat Aydemir, niçin “Biz ihtilal yapıyoruz, çocuk oyuncağı değil!” dedi? Harbiyeliler nasıl harekete geçti, nasıl sahipsiz kaldı, niçin okuldan çıkarıldı ve sonuç ne oldu?