Gerçek sanat eseri organizmaya ve çevreye ait koşulların ve enerjilerin etkileşiminden bütünlüklü bir deneyim inşa etmektir. Deneyim, organizmanın “şeyler dünyası”nda mücadele ve başarılarıyla tatmin olması demektir, bu bağlamda tohum hâlindeki sanattır.
Deneyim Olarak Sanat, öncelikle deneyimin tamamlanmışlığını ifade eden, deneyimi kültür ve anlamla özdeşleştiren ve insanın dünya ile ilişkisindeki tüm deneyim olanaklarını kapsayan estetik deneyim kavramının derinlemesine bir değerlendirmesini sunar. Öte yandan, estetik deneyimin bu çok boyutlu ele alınışı özgün bir sanat tanımı ve estetik kuram ortaya koyar. Bu bağlamda, bu eser hem düşünürün deneyim metafiziğinin anlaşılması hem de bu merkezi kavram temelinde düşünürün sanat ve sanat eseri üzerine görüşlerinin anlaşılması açısından çok önemlidir. Sanat, insanın dünya ile dolayımsız etkileşiminin, dünya ile iç içe geçmişliğinin ve bu etkileşimde ortaya çıkan anlam ve değerin yegâne ifadesi ve dışavurumudur. Sanat bu iç içe geçmişlik içinde etkileşimin tüm öğelerini değiştirir, dönüştürür, yeniden inşa eder ve sürekli olarak yaratır. Deneyim Olarak Sanat, tam da estetik deneyim ve sanat ilişkisinin süreklilik içinde yeniden inşa ve ifade oluşuna odaklanıyor.