Fikirler virüslere benzer: Dosyalandıkları zihinlerde hayat bulurlar içerik veya formda çoğalarak mutasyona uğrarlar ve ideolojiler oluşturmak için toplanırlar. Dikey olarak nesiller boyunca ve aynı zamanda bir sosyal gruptan diğerine yatay olarak yayılırlar. İtalya'dan on beşinci yüzyılın sonlarında ithal edilen Germania virüsü hepsi ciddi bir hastalığın göstergesi olan tarihi metinler dilbilimsel incelemeler politik ve kültürel felsefe hukuk ırk teorileri ve hatta okul metinlerinde çeşitli yerel biçimlerde arzıendam etti. Akabinde 350 yıllık bir kuluçka döneminden sonra on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında yirminci yüzyılın büyük kriziyle sonuçlanan sistematik bir enfeksiyon gelişti. Christopher B. Krebs Dünyanın En Tehlikeli Kitabı'nda entelektüellerin çağlar boyunca bir Latin klasiği olan Tacitus'un Germania'sını nasıl kötüye kullandıklarını gösteriyor ve metnin bir Nazi "İnciline" dönüşmesinin insanı dehşete düşüren hikâyesini anlatıyor. Krebs'in adeta sürükleyici ve saplantılı bir dedektiflik hikâyesine dönüştürdüğü incelemesi Roma İmparatorluğu sırasında yazılan ve eski Germen kabilelerinin soylu barbarlarını anlatan kayıp bir el yazmasının Nazi ideolojisinin Germenlerle alakalı fantezilerini ateşleyen bir tılsım hâline gelişini ortaya koyuyor. Führer'in iddiasına rağmen Nazizm ideolojisi Hitler'in aklına öyle kendi kendine gelmiş değildi; Germen efsanesi 19. yüzyılın sonlarından Nazi dönemine kadar süren Alman etnik ve milliyetçi hareketi olan Völkisch'ekadar izlenebilecek ve hatta önceki yüzyıllardan geriye doğru takip edilebilecek en önemli bileşendi. Tacitus'un Germania'sı Nasyonal Sosyalist ırkçılığının Volk ve onun tezahürü olduğu söylenen ruhun ve kendi ismindeki Germen mitinin temel kavramlarının oluşumunda başat bir rol oynadı. Dünyanın En Tehlikeli Kitabı klasik edebiyat metinlerinin modern dünyada yalnızca hâlâ ne kadar etkili olduklarını değil aynı zamanda tehlikeli ve patlayıcı bir dinamit olarak da kullanılabileceklerini gösteriyor.