Batı sanatı tarihinde 15.yüzyılın sonuna ve 16.yüzyılın başına damgasını vuran Albrecht Dürer, henüz hayattayken kazandığı ünle tüm Kıta Avrupası’nın dikkatini üzerine çekmişti. Ressam, baskıresim ustası, vitray tasarımcısı, dekoratör, sanat kuramcısı, yazar, restoratör Dürer, ondan bahsedilirken söylenen “Alman Leonardo” tabirinin hakkını teslim ediyordu. Özellikle baskıresim tekniklerinde uzmanlaşması, onun istisnai bir durum olarak halk arasında da fazlasıyla ün kazanmasını sağlamıştı çünkü bazılarını sayfalar halinde bazılarınıysa fasikül ya da kitap şeklinde satışa çıkardığı bu eserler, semt pazarlarında gayet ucuz fiyatlara alıcı bulabiliyordu. Başka sanatçılara da ilham veren bu “pazarlama tekniği sayesinde resim, sıradan insanların yalnızca kiliselerde, kamu kurumlarında, zenginlerin evlerinde ve benzeri yerlerde karşılaştıkları ulaşılamaz bir şey olmaktan çıkmaya başladı.Yaşadığı dönemde pek çok sanatçıya pek çok konuda ilham veren Albrecht Dürer, gerek eserleriyle gerekse fikirleriyle ölümünden beş yüz yıl sonra bile “esin perisi” olmayı sürdürüyor. En ünlü eserleri arasında yer alan Melankoli I ya da original adıyla Melencolia I, bu büyük ustanın fikir dünyasının zenginliğini açıkça ortaya koyuyor.Hayalperest Yayınları’nın “Sanatın Büyük Ustaları” serisinin bir parçası olan bu kitap, Dürer’in bazen gizemli bazen insanı dehşete düşüren bazen de dinginliğe sürükleyen dünyasına açılan kapıyı aralıyor. Görsellerle ve notlar bölümüyle okura katmanlı bir okuma imkanı sunan kitap, bu büyük ustanın yaşama, sanata, bilime bakış açısını kavramaya yardımcı olacak noktaları işaret ediyor ve işin geri kalan kısmını okura bırakıyor.