Otuz beş yıllık meslek hayatımdaki deneyimlerim ve gözlemlerim sonucunda; son yıllarda medyaya yansıyan olumsuz örneklerin insanlarda düşünce karmaşasına yol açtığını farkettim.
Son zamanlarda eğitim kurumlarında görülen bazı olumsuzluklara bakalım:
*Kurucuların ve idari kadrodaki personelin alandan olmaması,
*Personel seçimindeki yanlış tercihler,
*Bazı kişilerin, saatlik alınan eğitim sonucunda verilen belgelerle alanda çalıştırılması,
*Kişisel ve mesleki gelişimdeki bilgi ve beceri eksiklikleri,
*İşveren ve çalışanın birbirlerinden beklentilerinin yüksek olması,
*Her bireyde var olan pozitif enerjinin ve yeteneğin doğru bir şekilde, doğru yerlere aktarılmaması,
* Bu ve buna benzer birçok problem sonrasında, çalışma ortamındaki gerginlik ve iş yoğunluğu sonucu ortaya çıkan tahammülsüzlük vb.
Sonuca bakacak olursak tüm bunlardan farkında olarak ya da olmayarak olumsuz anlamda etkilenen şu gruplardır:
*Çocuklar
*Eğitimciler
*Ebeveynler
*Eğitim kurumları
Kısaca, az da olsa “mış” gibi yapan mutsuz bir insan topluluğuyla karşı karşıyayız ki “mutsuzluk” eğitim ve öğretimin başarısız olmasında temel etkenlerden biridir.
Mutsuzluğu gidermek ve mutluluğa dönüştürmek mümkündür. Eğitim sisteminin olmazsa olmazları olan; okul, aile ve öğretmenler küçük püf noktalarından yola çıkarak öğrenciler için işbirliği yapmalıdırlar. Herkesin kendini geliştirerek sorumluluklarını sağlıklı bir şekilde yerine getirmesi ve olaylara empatik yaklaşması gibi doğru adımlar, mutsuzluğun nasıl mutluluğa dönüştüğünü izlememizi sağlar. Ben; bunun çocuklara, eğitimcilere, ebevenynlere ve eğitim kurumlarına olumlu anlamda nasıl yansıdığını gördüm.Bu nedenle tecrübelerimi sizlerle paylaşmak için okul öncesi eğitimi almış bir çocuğun anılarını, onun duyguları ve anlatımıyla ele alarak bu kitabı yazmaya karar verdim. Bazen anılardan, bazen tecrübelerden, bazen de minik öykülerden yola çıktım. Çocuk diliyle yazıldığı için teknik bilgilerde bir cümle ile bunu belirtmem gerekiyordu. Amacım, hepimiz için çok değerli olan çocuklara olumlu yaklaşımlarla dokunmaktır.
Hedef Kitle:
*Öncelikle bu mesleği yapmak isteyip alanda okuyan ve staj yapan öğrenciler,
*Okul öncesinde görev yapan eğitimciler,
*Anne ve babalar,
*Çocuklarla iletişim kuran herkes; hala, teyze, anneanne, dede, babaane, amca, dayı, komşu...