Evrenin Yatışmaz Yapısı’nda Aykut Ertuğrul, okurlarını yine metinlerarası bir şenliğe çağırıyor. Muzip bir başlangıcın neşesini ve beklenmedik bir vedanın kederini aynı anda içinde barındıran bu görkemli şenlik, aslında kim için düzenlendi?
Yazarın mütemadiyen seslendiği sahici okurlar için mi? Selam vermekten bıkmadığı; cümlelerine, dizelerine hatta eser adlarına musallat olduğu büyük ustalar için mi? Eleştirmenler, akademisyenler ya da çağdaşları için mi? Yoksa bu tuhaf ve rahatsız edici şölenin, düzenleyeni de davetlisi de yalnızca yazarın kendisi mi?
Maharetini geleneğin coşkulu ve sonsuz ırmağına, muhayyilenin müphemliğine ve şimdiki zamanın insanı hep şaşırtan tekinsiz oyunlarına bağlayan yazarın gerçek niyeti ne? Kim bilir? Belki hepsi, belki hiçbiri.
Türk öyküsünde fantastik, mitoloji ve postmodernizme dair konularda 2000’li yılların başından beri, yazıları, hazırladığı kolektif kitaplar ve öyküleriyle hatrı sayılır çalışmaya imza atan Aykut Ertuğrul, yeni öykü kitabıyla okurun karşısında.