Empatiyle beslenen muâsır/çağdaş bir dünya inşâ etmek adına, kendimizle birlikte, yeni nesil hesâbına herkesi tatmin edebilecek medenî bir düşünce tarzı oluşturabilmek, ferdan ferdâ herkese düşen bir vazîfe ve bir sorumluluk olmakla birlikte, bu emâneti devralacak omuzları güçlü ve yüreği insan sevgisiyle dopdolu hakîkî sâhiplerini beklemektedir.
İnsanlık ortak paydasında, her insanın iknâ edilmeye ihtiyâcı vardır. Egoizmin bu altın çağında, maddî silahlardan ziyâde, iknâ ve kabul iksîrinin insanlar üzerindeki tesîrinin farkına varmak, doğru yolda ilerleme anlamına gelmektedir. Bunun usûlü ve yöntemi de kaba kuvvetle değil, aklın, inancın ve bilimin ışığında yürümekle olacağı âşikârdır.
Toplumsal bir barış ve denge için, eleştiri kültürü ve ona âit bir zihniyetin, medenî hayat sahnesinde yerini almasına yönelik sağlam bir zemin oluşturmak elzemdir. Tenkit edilemeyen her kişinin, her hâdisenin ve her düşüncenin, tek doğru olarak kabul edilebilme olasılığının yüksek olacağı bilinmelidir. Bütün yanlışların toplamından, tek bir doğrunun çıkmayacağı meydandadır
Sağlıklı ve sıhhatli bir topluma giden yolların, barış ve sulhun egemen olduğu; monolog konuşmalardan daha çok diyalogların hâkim olduğu; her konuşanı yeterince dinlemenin, anlaşabilme adına yegâne bir şart olduğu; yapılacak her kavganın, toplum bünyesini kangrene dönüştüren bir unsur olacağı gibi anlayışların, her kesimde karşılık bulacağı sağlam bir zemin isteyeceği bilinmelidir.