kimine şu âlem zevki sefâdır
kimine de sorsan cevri cefâdır
mihneti eziyor birçok defâdır
hayâlen yaşamış serab gibiyim
içim paramparça aksın gözyaşım
yüreğim tükendi çâresiz başım
öyle yorgunum ki sanki yüz yaşım
yönünü şaşırmış mihrab gibiyim
gün yüzü görmedim suçum ne dünya
boynuma asmışsın meçhul bir künye
tâkatım kalmadı çöküyor bünye
zelzele geçirmiş harab gibiyim
bir şarkı sözünde dillerde olsam
hüzünle inleyen tellerde olsam
kadir kıymet bilen ellerde olsam
nağmeye inmemiş mızrab gibiyim
bâdeyi dolu tut dertliyim sâkî
sıfatım münzevî lakabım şakî
zamâna tuş olmuş esrik tiryâki
çileyle yıllanmış şarab gibiyim
ümîdim soluyor günüm biterken
elimde sermâyem bir bir yiterken
sâhibsiz hânemde otlar biterken
boşluğa savrulmuş türab gibiyim