Küçük bir kız.
Önce oyuncunun düşlerini,
Sonra tuvaldeki düşlerini istedi.
sonra girdi bir şairin gün düşlemesine.
Yani benim çağımda okuduğum, düşlediğim İstanbul’u yazdı.
Bu küçük kız; Burgaz’daki Orhan Veli’yi,
Sonra Sait Faik’i hisseder gibi.
İstanbul denilince aklıma küçük kız gelir.
Büyümüş, büyümüş!
Bu kitap büyümenin kitabıdır bu şehirde.