Acı verdiği hâlde bırakılmayan alışkanlıklar vardır ve yaşam, bunların en çok bağımlılık yapan türüdür. Mevzu bahis benim hayatım olunca söze böyle başlamak hiç de abes olmasa gerek. İyi bir üniversiteden mezun olmuş, yurt dışında eğitim almış, iyi bir işe girmiştim. Güzel bir hayatım ve sevdiğim kızla evlilik hayallerim vardı... Sonra bum! Hepsi birden elimden kayıp gitti. Çünkü bipolar bozukluk dedikleri psikolojik hastalık, hayatımı bir anda alt üst etmişti. Artık birçokları için bir deliydim... Ama hayat her daim karın ağrısı değildir, kimi zaman insana anaç duygularla yaklaştığı da oluyor. O güne kadar kötüye dair ne varsa yüklenip kapıma getiren kader, bu durumdan sıkılmış olsa gerek ki, o gün ilk defa aksini yaptı. Yağmurlu bir kış günüydü. Yerdeki karton yığınlarının arasında bir tren bileti bulmuştum. Üzerine kabartmalı harflerle bugünün tarihi yazılıydı. Ve işte her şey, o esrarengiz biletle başladı. Gecenin karanlığında deli bir hızla yol alan hayalet bir trende beni çok gizemli olaylar ve olağanüstü maceralar bekliyordu.