Yaşadığımız postmodern çağda bütün öncülleri sarsılan Aydınlanma kaynaklı modernizmi aşma arayışı hızlandı. Bu arayış esas itibariyle modern insanın kaybettiği bilgeliği yeniden keşfe yöneliktir. Bu yüzden bu süreçte bilgiden çok bilgeliği temsil eden simaların yeniden keşfi önem kazanıyor.
Modern çağda kaybedilen hikmetin yeniden keşfinin yolu İngiltere den Edmund Burke ile Osmanlı dan Ahmed Cevdet arasında olduğu gibi tarihî mukayeseli entelektüel incelemeden geçmektedir. Bu iki düşünür arasındaki şaşırtıcı entelektüel ortaklık hikmete dayalı ortak bir dünyagörüşüne dayanarak Fransız İhtilali ile gelen modern düşünce ve hayat tarzının tahaddisine benzer bir karşılık vermelerinden kaynaklanır. özünde kadim dünyagörüşünün dayandığı "hikmetin kavşağında" buluşan iki düşünür hikmete bağlı kaldıkları sürece şaşırtıcı derecede benzer düşünür.
Aynı zamanda muhafazakârlık ile gelenekselciliği ayırmaya yarayacak modernleşme ideolojileri hakkında bir tipolojinin geliştirildiği bu kitap muhafazakâr düşünceye dair bir vak a incelemesinin ötesinde gelenekselci düşüncenin mukayeseli incelemesi için düşünce tarihçilerinin ihtiyaç duyduğu bir metodolojik çerçevenin inşasına katkıda bulunacak teorik bir kaynak haline gelmiş de olmaktadır.