Ebül Ensar, zaten bu şekilde bir cevap geleceğini tahmin ediyordu. “Haydi öyleyse” dedi, “Vakit kaybetmeden İbn Vakkas’a baskın verelim.”
Bu kısa istişareden sonra, beş yüz kişiye yakın olan cengaver grubu, Hünüz aşiretinin bulunduğu istikamette dört nala çöle açıldı.
Ertesi gün şafak sökerken, Ömer bin Feyyaz ile Ebül Ensar’ın kumanda ettiği kafile, Hünüz aşiretinin bulunduğu yere yakın, oldukça büyük bir tepeye varmışlardı. Karşıda aşiretin çadırları görünüyordu. Fakat hiç bir çadır ve etrafında en küçük bir hareket sezilmiyordu. İbn Vakkas aşireti halkının henüz derin bir uykuda oldukları anlaşılıyordu Çadırların önlerinde bir çok at bağlı duruyordu. Bundan da aşiretin büyük bir cenge hazırlanmaya başladığı anlaşılıyordu. Yalnız bir sorun vardı. Aşiret Beyi İbn Vakkas’ın çadırı, bu çadır ormanının içinde seçilemiyordu.
Cenk meydanlarında eşi bir daha görülmemiş bir kahramanlığın öyküsünü bu kitapta okuyacaksınız!
Hazırlayan: Beyhan Demirci
Resimleyen: Reza Hemmatirad