İran İslam Devrimi’nin kendine has olan özelliği, kendisinden önce gerçeklemiş ve dünya siyasal ve toplumsal yaşamında büyük izler bırakan devrimlerden farklı bir özelliğe sahiptir. Şöyle ki; Fransız, Rusya/Bolşevik ve Çin/Mao Devrimlerinin temelini oluşturan ekonomik eksenli, işçi ve köylü sınıfının ana rolü, İran İslam Devrimi’nde din ana rolü oynamıştır. Özellikle Sünni nüfusun çoğunlukta olduğu bir coğrafyada, Şii temalı bir devrimin gerçekleşmesi ve bu teolojik inancın siyasallaşıp devletleşmesi, İran devrimini kendinden önceki devrimlerden farklı kılan temel özelliklerinden biridir. Bu durumun yanı sıra dünyanın en eski monarşilerinden biri olan İran monarşisini de yıkmış olması İran Devrimin bir diğer kendine has olan özelliğidir. Ancak dinsel ideolojinin ağır bastığı bu devrimde; toplumsal, siyasal ve ekonomik sorunlarda etkili olmuştur. Özellikle devrime giden süreçteki İran’da gücü elinde bulunduran Pehlevilerin iç ve dış politikaları bu devrimin oluşumu hazırlayan başlıca etken olmuştur. Etnik ve dinsel olarak bölgenin büyük çoğunluğundan farklı bir etnisite ve inanışa sahip olan İran’ın, bölge de yeni bir oluşum içerisinde olması dünya ve bölge siyasi tarihi açısından oldukça önemli bir olay olmuştur.