Padişah: Bütün varlığı ismiyle kaimdi. Her yaptığı dünyaya bir isim bırakmak içindi. İsmi kaybolunca varlığı da kayboluyordu.
Yeniçeri: İsimleri bağlılıklarıyla vardı. Aşk ile bağlıydılar padişahlarına. Ateşle yaşıyor, ateşle sınanıyorlardı.
Aşk: Her şey gibi o da zamana yenik düşüyor. Teslimiyet ve bağlılık gerektirdiği gibi, aşkın da teslimiyet ve bağlılık duygusunu uyandırması gerekiyordu.
Aşklar da ateşle sınanıyordu. İsimi varlıklarının işaretiydi. Varlıkları isimleriyle birlikte siliniyordu. Aşkla bağlıydılar ve aşkları bağlılıktı.
Padişah, askerleri ve hüzünlü bir aşk hikâyesi...
İsmin ve ateşin felsefesi arasında, bir yanda Osmanlı tarihi önünde yeniçerilerin hikâyesi, bir yanda satın aldığı esame ile bütün hayatı değişen ve kendisini aşkın tükenişe varan yolculuğunda bulan Numan’ın hikâyesi. Diğer yanda da çeşitli ilgilerle bu iki hikâyeye bağlanan küçük hikâyeler.
Her şey Numan’ın kalbinden ve yeniçeri ocağından kıvılcım almışa benzeyen muazzam bir yangında yok olurken; Nazan Bekiroğlu, İsimle Ateş Arasında adlı romanında, resmi tarihin hükümleriyle bireysel tarihçelerin ne kadar uyuşmaz olduğunu anlatmayı deniyor yerli bir duruşla.