Tünel, yaklaştıkça yarım bir daire şeklinde beliriyor ve daire kendine hiç olmadığı kadar yeni ve hiç olmadığı kadar büyük bir anlam kazanıyordu. Kurtulmak, bu yarım dairenin içine girmek ve içinden çıkmak kadar kolaydı. Kolayla zor, olağanla imkânsız hiç bu kadar iç içe girmemişti. Keşke elinde zoru kolay, imkânsızı mümkün yapabilecek bir güç olsaydı.