İslâm düşüncesi bütün kavramlarını ve esaslarını zamanla değişmeyen
Kur’an ayetlerinden almak ve tarihî olayların ortaya çıkardığı zıtlıkların karmaşık
ortamından uzak durmak zorundadır. Dolayısıyla İslâm düşüncesinin
temellerini ve özelliklerini araştırırken takip edeceğimiz metot da doğrudan
doğruya Kur’an’dan ilham almaktır. Elbette bu, uzun süre Kur’an’ın gölgesinde
yaşamakla mümkündür. Kur’an-ı Kerim’den ilham alırken izleyeceğimiz yöntem,
ne mantık çıkarımlarını ne de varsayımları dikkate almamaktır. Çünkü biz
Kur’an’ın emir ve yasaklarını kıyaslayabileceğimiz veya onun gibi kaynaklık edebilecek
hiçbir eser veya esas tanımıyoruz. Allah’ın kitabından önce söz konusu
edilebilecek ve Allah’ın kitabını ona göre kıyaslayacağımız hiçbir prensip söz
konusu olamaz! Biz bütün prensiplerimizi ancak ve ancak bu kitaptan alır, sonra
bu prensipler üzerine kendi düşünce sistematiğimizi bina etmeye koyuluruz.
Elinizdeki bu eser, İslâm düşüncesinin özelliklerini ve esasını belirtmek
için yapılmış bir çalışmadan başka bir şey değildir ki Allah’ın istediği pratik
hayat sistemi bu özelliklerden doğar. Gerek İslâm düzeniyle gerek İslâm düşüncesinin
çeşitli yönlerinden biriyle ilgili yapılacak bütün araştırmalar öncelikle
İslâm düşünce sisteminin temellerine dayanmak zorundadır. Dolayısıyla
bu düşünce sistemini aydınlığa kavuşturmak aklî ve kalbî bir ihtiyaçtır. Hem
İslâm ümmeti hem de bütün insanlık bu düşünce sistemine muhtaçtır.