Belalarla sınanmanın hikmetine dair İbni Kayyım el-Cevziyye’nin “Pişman Olanları Şeytanın Tuzaklarından Kurtarmak” kitabı ile Seyyid Kutub’un “Fi Zilali’l Kur’an” tefsirinden Nur Suresi’nin 11. ayetten 26. ayete kadar olan bölümünü kapsayan elinizdeki bu eser, çeşit çeşit sıkıntı ve belaların etraflarını sardığı esnada müminlerin nasıl davranmaları gerektiğini aktarması açısından çok önemlidir. Müslümanların başına gelen en büyük musibetlerden biri olan İfk Hadisesi’nin işlendiği bu kitap, Müslüman toplumların böylesi büyük durumlarla karşılaştıklarında takip edecekleri metodu sunmaktadır. Seyyid Kutup bahse konu hadise ile ilgili değerlendirmesini Nur Suresi 11. Ayet-i Kerime ile özetlemektedir:
“Onu kendiniz için bir şer sanmayın.
Bilakis o sizin için bir hayırdır.”
“İman zayıfladığında, Müslümanların imanlarının eksikliği nispetinde düşmanları aleyhte hareket imkânı bulurlar. Allah’a itaati terk etmekle düşmanlarına bu imkânı bizzat veriyorlar.” diyen İbni Kayyım el-Cevziyye’ye göre de “Belki de imtihan geçmiş hesaplara dönmek için bir fırsat, kavuşulması umulan gelecek için bir an durup düşünmektir. İmtihan, insanın olgunluğunu ve kuvvetini arttırır; sadık davetçiler için ise sevap ve derinleşmedir. İmtihan, mümin için asla şerli bir şey değildir. O, Allah Teâlâ’nın kullarını kendine döndürmek için yürürlüğe koyduğu bir hayırdır.”
Seyyid Kutub Kimdir?
Babası Hindistan kökenli el-Hac Kutub b. İbrahim, Mısır’ın İngiliz işgalinden kurtulması için çalışan Hizbu’l Vatanî’nin aktif bir üyesiydi. Seyyid Kutub, ilköğrenimini, doğduğu Asyut vilayetine bağlı Muşe köyünde tamamladı. 1921’de Kahire’ye giderek eğitimine devam etti. 1926’da Öğretmen Okulundan mezun olunca Daru’l Ulum’a kaydoldu. Bu yıllarda Abbas Mahmud Akkad’la tanıştı ve fikirlerinden etkilendi. Üniversite öğrenci hareketlerine katıldı. 1933’te üniversiteden mezun oldu. Daha sonra altı yıl ilkokul öğretmenliği yaptı. Akkad’la yakınlığı edebiyat dünyasında hızla yükselmesinde büyük rol oynadı.
1947’de Âlemu’l Arabi Dergisi’ni, daha sonra Fikru’l Cedid Dergisi’ni yayınlamaya başladı. Dergi 1948’de hükümet tarafından kapatıldı. Eğitim araştırmaları yapmakla görevlendirilen bir heyet içinde ABD’ne gönderildi. 1950’de Mısır’a döndü. Ekim 1952’de Eğitim Bakanlığı’ndaki görevinden istifa etti. Şubat 1953’te İhvan-ı Müslimin teşkilatına üye oldu. Ocak 1954’te İhvan-ı Müslim’in kapatılması üzerine teşkilatın önde gelenleriyle birlikte tutuklandı.
Serbest bırakıldığında, İhvanu’l Müslimin adlı haftalık gazeteyi tekrar yayımlamaya başladı. Hükümetin sansür politikası nedeniyle üç ay sonra gazetenin yayınına son verdi. Ekim 1954’te Cemal Abdunnasır’a karşı girişilen başarısız suikasttan sorumlu tutulan İhvan yöneticileriyle birlikte tutuklandı. Mayıs 1964’teki tahliyesine kadar hapiste “Fi Zilali’l Kur’an” tefsiri üzerinde çalıştı. Hapisten çıkınca “Yoldaki İşaretler” adlı eserini yazdı. Bu eserdeki görüşleri ve İhvan-ı Müslimini yeniden canlandırma faaliyetlerine katılması sebebiyle Ağustos 1965’te tekrar tutuklandı. Uzun süren göstermelik duruşmaların sonunda idama mahkûm edildi ve 29 Ağustos 1966’da cezası infaz edildi.
Yayınevimizden çıkan diğer eserleri şunlardır: Yoldaki İşaretler, Din Budur, Köyden Bir Çocuk, Faiz Ayetinin Tefsiri, Biz Müslüman mıyız?