Bilim ve teknoloji alanında ilerlemek gerektiği konusunda hepimiz hemfikiriz ancak bu ilerlemenin nasıl olacağı konusunda bugüne kadar milli bir mutabakat sağlayamadık. ‘Çok güzel hazırlanmış’ kalkınma planları ve bilim politikaları, maalesef pratikte çeşitli sebeplerden dolayı uygulanamamıştır. Kalkınma planlarımızın ilk bölümünde, bir önceki planın hangi maddelerinin neden uygulanamadığına dair ‘ikna edici’ gerekçeleri okuduğumuzda, ülkemizin yıllarca nasıl patinaj çektiğini görmekteyiz. Dahası, Jeopolitik düzlemden kopuk şekilde yapılan Türkiye-Güney Kore, İstanbul- Hong Kong vb. mükayeseler, kendimizi acımasızca eleştirmemize, bu da zaten az olan özgüvenimizin hepten kaybolmasına sebep olmuştur. Bu eser, coğrafyamızda ve dünyadaki gelişmelerle birlikte Osmanlı’nın son döneminden itibaren bilim ve teknoloji politikalarımızı jeopolitik eksende ele almaktadır. Kitabın son bölümünde ise ‘yakalama’ ve ‘kalkış’ teorilerinin önerdiği şartların oluşması için bir fırsat olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine jeopolitik gelişmeleri dikkate alan uygulanabilir bir model önerilmektedir. Ülkemizin bilim ve teknolojide öncü ülkeler arasında yer alması, sadece kendisinin değil, yakın coğrafyasının da huzur, güven ve istikrarına katkı sağlayacaktır. Bu yüzden öğrenecek ve yapacak çok şeyimiz var. Bu eserin politika belirleyicilere ve tüm paydaşlara faydalı olmasını ümit ediyorum |