Yapmış olduğumuz hataların geri dönülemez kıyısında, çürümüş ruhlarımız için hazırlanan bir kaosun eşiğindeyiz. Nefretin ve öfkenin dirilip karşımıza geldiği gün yapmamız gereken yegâne şey birbirimizin elinden tutmak olacaktır.
Fakat insanoğlu lanetlerle kutsanmış kadim kötülüklerin elinde birer kukladır. Dökülen her kan için daha fazlasını isteyen ve bununla yetinmeyip işkencelerden doğan çığlıklarla tatmin olan bu varlıkların karşısında nasıl ayakta duracaklar?
Ruhlarımız, ya sonsuz bahçenin yeşilliklerine karışacak, ya da katranla bezenmiş, ardı arkası kesilmez haykırışların karanlığına esir olacaklar.