“Çünkü eskimek, benzeri var olanlar için söz konusudur.”
Her kuşağın yeniden ve kendinden öncekilerden farklı bir biçimde keşfettiği Kemal Tahir, benzersiz üslubu ile her daim yeni kalmayı başardı. Onun roman evreninin, dil zenginliğinin en kıymetli parçalarından biri olan Kelleci Memet ise farklı okumalara ve yorumlara açık olmasıyla bugün de ilk yayımlandığı günlerde gördüğü ilgiyi koruyor.
Kelleci Memet, 40’lı yılların Türkiye dinamiklerinden taşranın koyu yalnızlığına, mahpushanelerin dram yüklü avlularından cepheden kederle dönmenin hatıralarına uzanan çok katmanlı bir anlatı ormanında gezdirir okuyucusunu. Kemal Tahir’in, tanımak ve anlamak için ömrünü adadığı Anadolu insanının, zor zamanlardan geçerken edindiği toplumsal deneyimin yakın tarihli bir kesiti olan bu roman, büyük insanlık hikayesine dair de çok şey söyler.
Mağdurken mağrur, kurnazken mağlup, yaşarken ölü olmanın bu çok sesli korosu, edebiyatımızın köşe taşlarından biri olmaya devam edecektir.