Vakit gece yarısını geçmişti. Safiye'nin saatin kaç olduğundan haberi bile yoktu. Sadece vaktin geç olduğunu ve herkesin uyuduğunu biliyordu o kadar. Sadi bir saat öncesine kadar yanında oturuyordu. Ama şimdi oda dayanamamış çadırın köşesine büzülüp uyumuştu. Dışardan çakal sesleri geliyordu.
Safiye'nin gözleri yorgunluktan ve uykusuzluktan açılmaz hale gelmişti. O kadar çok eğilmişti ki sırt ağrısı aman vermez olmuştu. Elleri ise artık tutmuyordu; ama o gülün kurumasından korkuyordu...