Biz, milyarlarca insan, okyanusta gezinen
üç beş köpekbalığının keyfine göre
savrulan, dağılan, yok olan küçük balık sürüleri gibiyiz.
Çıkarlarımız köpekbalıklarının çıkarlarıyla çatışmadığı sürece kendimizi güvende ve özgür hissediyoruz,
çatıştığı anda bozgun, sürgün, ölüm…
Küçük Balık Sürüleri, meşhur bir edebiyatçı olma hayaliyle yaşama tutunurken bir sabah ansızın
içine düştüğü kör labirentin karmakarışık koridorlarında yıllarca koşturup çıkış aramaya çalışan Ali’nin, her dönemeçte başka bir hayat hikâyesiyle kesişerek şekillenen hüzünlü, umutlu, korkunç
ve gülünç serüvenini anlatıyor.
Ahmet Aslan, dünyayı kuşatan ekonomik, hukuksal ve sosyal sorunlar temelinde kurguladığı bu ilk romanında, varoluş amacından uzaklaşan
birey-devlet ilişkilerinin insanı nasıl karanlık bir çıkmaza sürükleyebileceğini gözler önüne seriyor.
Küçük Balık Sürüleri, yeni bir edebiyatçıyı müjdeleyen, sürükleyici bir ilk roman.