Geçmiş çağlardaki çevreyle dost ısınma yöntemlerinden elinde temiz, doğayla dost enerji seçenekleri bulunan insanın kömür, doğal gaz, petrol gibi ürünleri kullanıp bol miktarlarda atık üreterek çevreye zarar verdiği; çevreyi kirleten gazların atmosferdeki miktarını arttırmak suretiyle iklim değişikliklerine maruz kalınan günümüze gelinmiştir.
“İklim değişikliği” konusu artık haber bültenlerinde ve gazetelerin ilk sayfalarında sıklıkla yer alan konulardan biridir. Son on-on beş yıldır bu konu hakkında daha fazla belgesel ve film çekilmektedir. Sanayileşmenin artan hızıyla orantılı sayılan hava kirliliği karbondioksit miktarını arttırmış, insan faaliyetleri neticesinde de sera gazlarının salınımında artış yaşanmış ve küresel ısınma gerçekleşmiştir. Tüm bunlar bizleri-dünyamızı, buzulların erimesi, havanın daha da ısınması, kuraklık, suların çekilmesi ya da suların/okyanusların yükselmesi, hayvan ve bitki türlerinin/çeşitlerinin azalması sonuçlarını doğuran (küresel) iklim değişikliği ile yüz yüze getirmiştir. Önlem alınmadığı takdirde, iklim değişikliklerinin olumsuz etkilerinden (sağlık, ekonomi, göç vb.) uzun vadede gençlerimiz daha fazla etkilenecektir.