Mardin; Mardin Kalesi, taş evler, kemer, tünel, abbara, cami, medrese, kilise, havra ve mabetleriyle taçlandırılmış bir serhat şehridir. Burada hem gece hem de gündüz masal tadında geçer, bir masal tadında yaşanır.
Mardin’in uçsuz bucaksız ovasını, taş evlerini ısıtan güneş ışınlarının yerini geceye bırakmasını bambaşka duygularla seyredersiniz. Renkli gecelerin Mezopotamya Ovasını nasıl bir denize çevirdiğine tanık olursunuz.
Mardin’in Mezopotamya Ovası’yla taş evleri, akşamları usul usul karanlığa gömülürken aydınlatılan kaleyle birlikte şehir büyülü bir hal alır o zaman da siz zengin bir tarihle kucaklaşırsınız.
Görkemli işlemeler, oymalı taş konaklar, abbaralar (örtülü, kemerli sokaklar), rüzgarlı teraslar, Camiler, Medreseler, Kiliseler, Manastırlar, Sinagoglar (Havralar) yan yana hamuru pekmezle yoğrulan ve çeşitli baharatlarla kullanılan doğum, ölüm ve yas günlerinde evlerde, Kilise, Havra ve Camilerde dağıtılan çöreklerin yeridir Mardin.
Eşsiz Yemek Kültürü; Mırra, Zerde, Kaburga, iğrok (Basmavatlar), Kibe (Bumbar, İşkembe Dolması)
Folklörü; Reyhani Müziği, Omuz figürlü çift kırmalı halaylar. Ezan, Çan ve Hazan yan yanadır.