Konservatuarda Hamlet, Macbeth, Tom, Danton falan oynarsın boyuna, o başrolden bu başrole koşarsın, rol beğenmezsin, sanırsın ki Devlet Tiyatrosu'na girince de bütün roller senin. "Sahneye çıktın mı Tanrı gibi hissedeceksin", "Sen değerlisin, farklısın" diye de gazlamışlar, ilk profesyonel rolünde arkada mızrağı tuttun mu aklın başına gelir, ne halt ettim dersin, ama bu sefer de "Devlet Tiyatrosu olmazsa ülkede tiyatro olmaz", "Sen Devlet Tiyatrosu'nun neferisin", "Halkın bu kuruma ihtiyacı var", "Annen ölse sahneye çıkacaksın" cümleleriyle dolar beynin, o adanmışlıkla senelerin geçer de kendini, yeteneğini, geleceğini ne uğruna feda ettiğini anlamazsın.