Bir Şerh Muhîti... Bir Şerh Mecmûası...
Murâdî mahlaslı Sultân 3. Murâd'ınDîvân'ında "şerh" kelimesi ve müştaklarını sıklıkla kullandığı yer yer kendi şiirlerinin şerh edilemezliğini vurguladığı şiirlerini anlayıp şerh edecek şârih bulunmadığını haykırdığı dikkatlerden kaçmamaktadır. Aslında bu durumu şiirlerini -dolayısıyla da kendisini- anlamaları yorumlamaları ve anlatmaları için âlimler şeyhler ve şâirlerarasından çıkabilecek olan şârihlereMurâdî'nin bir çağrısı saymak da mümkündür.Kim bilir belki Murâdî'nin bir şiirine şerh yazmak ona kasîde sunmaktan daha etkili bir ulaşım sağlama yoluydu; belki de Murâdî'yianlamak yorumlamak ve anlatmak onu riyâkârca övmekten daha samîmî ve hakîkî bir iletişim kurma yoluydu.
Sultân 3. Murâd kendi şiirleri etrâfında arzu ettiği "şerh muhîti"nin teşekkülünü sağlamışgörünmektedir. Bu şerh muhîtinde devrin âlim şeyh ve şâirlerinden müteşekkil 14 şârihinmahlası-adı geçmektedir: Bâkî Hâşimî İnânîİzzî Sâdeddîn Kemâlî Şeyh Câfer Muhammed es-Sıddîkî Muhyî Nevâlî Selâmî Sırrî Subhî Vâiz Emîr Yûsuf el-Kâdî Zekeriyyâ. Murâdî'nin şiirleri içinyazılmış şerhler arasından seçilmiş olan 62 şerh metninin Nûh Halîfe tarafından cem' tertîb ve tahrîri ile de Mir'âtu'l-Gaybi'l-Hâkânî adı verilen bu "şerh mecmûası" ortaya çıkmıştır.