HAYKIRIŞ
Ben seni gördüm ya Rab.
Ben mi gördüm seni? Yoksa sen mi göründün? Bilmiyorum.
Hüzünlüydüm, hatta ağlamaklı.
Ebubekir Seracettin hocadan kafamı kaldırdım
Ve kış ortasında yeşil kalmış ağaca baktım. Sen perdeyi kaldırdın.
Öylece bakakaldım sana.
Tarif edilmez güzellikteydin ya rab.
Ben artık iflah olmam dedim, kendime ve her önüme gelene anlattım seni,
Cemailini gördüğümü, İnanmadı kimse bana. Neden inanmadı kimse bana?
Seni görmek imkansız mı? Yoksa inanılmaz mı?
Hep dersin ey kulum sana şah damarından daha yakınım diye.
Gözlerinin önündeki incecik perdeyi kaldır ve gör beni diye.
Neden bu kadar zordu o perdeyi kaldırmak? Ve kaldırabilmek için 41 yıl mı beklemek gerekiyordu?
Uzun süre düşündüm seni ve bana gösterdiğin Cemailini. O gün bugündür nefesim hep kesik, hep yarım. Ama o günden sonra hiç göstermedin kendini. Bende kaldıramadım perdeyi.
Ne olur ya Rab. Bir kez daha göster kendini bana. Bu sefer çok daha uzun sürsün. Sürsün ki `Örtüsüz dans edebileyim`...