Yorum Bey, Tutu'nun söylediklerine kulak asmamış hâlâ “Tutmayın beni!” diye bağırıp duruyordu. Oruç Bey arkadaşı Yorum'un bu aşırı hâllerine daha fazla dayanamadı. Yanına gitti, elini uzatıp onu avucunun içinden yakaladı. Yorum Bey öteye beriye kımıldayıp debelense de elini Oruç Bey'in elinden kurtarmayı başaramadı. Ağız dolusu yalan söylemek istiyor, keyfince dedikodu yapmak için can atıyor, kalp kırmak için fırsat kolluyordu. Sanki Oruç Bey onu avucunun içinden değil de kalbinden yakalamış gibiydi. Gittikçe sakinleşiyor ve kendini, kendinden korur hâle geliyordu. Hüseyin Akın, onlarca kitaptan ve edebî türden sonra ilk gençlik edebiyatına yöneliyor. Ramazanı, onunla ilgili kavram ve duyguları, metaforlar, karakter isimleri ve kelime oyunlarıyla kolay anlaşılır hâle getiren yazarımız dinî bilgileri sanatsal bir alana taşıyor. İlk gençliğe adım atmış çocuklarımızın gözünden orucu seyretmek istiyorsanız sayfaları çevirmeye başlayın. Sizi Abur ile Cubur, Karman ile Çorman, Harala ve Gürele, Sıkı ile Fıkı, Mırın ile Kırın ve daha niceleri karşılasın.