Konuşmanın konudan firar ettiği zamanlarda yaşıyoruz. Düşüncelerimiz düşten yoksun. Ne çok gerçeklerin kolların kendimizi bırakmaya meyilliyiz. Ah o gerçekler değil mi rüyalarımızı yarıda kesip hayallerimizi gözden düşüren. Öyle diyordu bir bilge: " Gözünüzü kapayın ki hakikati daha net göresiniz."
Şimdi tam da gözlerimizi kapayarak hakikati görebilme vakti. Kim gözünü kaparsa kendi odasında kendisiyle yüzleşir. Oysa "aynada iskeletini görmeye kadar varan kaç kişi var şunun şurasında?" Aynaya bakmanın cesaret gerektirdiği günlerde yaşıyoruz. Yüzümüzü teşhis kalbimizi tashih edecek bir ayna gerekli bize...