BİLGE MİMAR TURGUT CANSEVER’İN KIYMETLİ MİRASINDAN OSMANLI ŞEHRİ
Turgut Cansever’e göre, “İnsanın, hayatını düzenlemek üzere meydana getirdiği en önemli, en büyük fizikî ürün ve insan hayatını çerçeveleyen yapı” olan şehrin imajı “İslam kültürlerinde cennet tasavvurunun bir yansımasıdır” ve şehir dünyayı güzelleştirmek için vücuda getirilmiştir. İnanç sahibi her insanın ulaşmayı ümit ettiği cennet kavramı İslam toplumlarının hayatlarına dair çerçeveleri belirler. Bu nedenle Bilge Mimar’ın başta mimarlık olmak üzere tümü sanatla ilgili olan yazıları “Osmanlı Şehri”, diğer bir deyişle “Osmanlı Cenneti” başlığı altında derlendi.
Ferahlatıcı bir esintinin, lezzetli bir şeftalinin, yeni açmış bir çiçeğin Cansever için kolaylıkla varlık tasavvuru meselesine girilecek bir kapı oluşturuşu, bu fırsatları kaçırmamaktaki yeteneği, gerçek bir entelektüel tavrıyla sahip olduğu geniş birikim ve hayat tecrübesini hiçbir kompleks duymaksızın kıyaslamalı olarak geniş bir kültür coğrafyası ve zaman dilimi içerisinden özenle seçişi; kendine özgü ve zaman zaman aykırı bir dille, metaforlar, darbımeseller, aforizmalar ve hadislerden yararlanması onun söylemini özgün ve zengin kılmıştır.
Turgut Cansever düşüncesi tüm kâinatın Allah tarafından insanoğluna emanet edildiği, onun hüsnü muhafazasında ve güzel hale getirilmesinde toplumların, dolayısıyla bireylerin ortak sorumluluğu bulunduğu şeklinde özetlenebilecek basit bir temel kabule dayanır. Yani onun için ‘korumak’ ve ‘güzelleştirmek’ anahtar kavramlardır. Cansever, Osmanlı Şehri'nde yer alan makalelerinde insana, dünyaya ve varlığa dair bütüncül telakkinin mimariye ve hayatın her alanına nasıl uygulanabileceğini anlatıyor. Osmanlı evinden ve şehrinden yola çıkarak immateryal, sonsuzluğu, sınırsız mekânı temsil eden bir mimarî anlayışı ortaya koyuyor. Osmanlı Şehri Bilge Mimar'dan kalan kıymetli mirastan bir kesit.