"Sizin derin bir uykuda olmanıza gerek yoktur. Kalabalık bir şehirde uyanık olmanın bir faydası da yoktur. İnsanların kalabalığında günde en az iki cinayet işlenir. Kurbanların yaşlı bir kadın travesti oluşuna bakmaz katil onları yüksek bir balkondan atarak o ölüm ile yaşam arasındaki gözlerine düşen korkuyu önemser. Bir kuyunun içinde onlarca öldürülmüş bedenlerin çürüyen etlerindeki o iğrenç kokuyu merak eder. Çünkü her ölünün çürüyen etinin kokusu çok farklıdır. Hele ki derin bir kızıllığın içinde otopsiye giden cesedin kız yerine erkek oluşu kadar karmakarışık bir otopsi çöplüğüne dönünce hayat işte ölüm yani ben oradayımdır"
Adli Tıpa olayların sırasına göre tabut içinde getirilen cesetlerin sağ ayak başparmaklarına takılan sıra numaraları ile işlem görmeye başlarlar.
"199 No'lu Kızıl Sedyede getirilen ceset"
Hangi adli olayda Kızıl Sedye kullanılırdı ki?
Tüm sedyeler ya Beyaz ya da Gri olurlar.
Kızıl Sedye?
Tuhaf?