Emevi hükümranlığının devletin kuruluşunun hemen başlarında o dönemde zaten var olan kiliselere destek vermesiyle varlığını devam ettiren tercüme hareketi daha sonra Halife Memun tarafından Bağdat’ta kurulan Beytü’l-Hikme aracılığıyla hız kazanmıştır. Bu çalışmalar hicri VIII. yy. ve X. yy.’larda hız kesmiş ve hatta durma noktasına gelmiştir. Bu dönemde mantık ilmi İslam âlimleri tarafından yapılan çok sert eleştirilere maruz kalmıştır. Bunun sonucu olarak bu zaman zarfında mantık ilmi gereken gelişimi sağlayamamış, çalışmalar eski kitaplara yapılan şerh ve haşiyelerle sınırlı kalmıştır. Söz konusu duraklama döneminden hemen önce yaşamış olan âlimlerden biri de Necmüddîn el-Kâtibî el-Kazvînî’dir.
Kâtibî tarafından kaleme alınan ve yüzyıllardır medreselerde tahsil edilen, üzerine onlarca haşiye ve şerh yazılan er-Risâletü’ş-Şemsiyye adlı eser üzerine yaptığım bu açıklamalı tercüme çalışması iki nüsha karşılaştırılarak yapılmıştır:
1. Birinci nüsha İstanbul'da bulunan İsmail Efendi Matbaası tarafından Hicrî 1301 senesinde basılan Hocazâde Seyyid Muhammed Âkif nüshası.
2. İkinci nüsha ise Mısır’da bulunan Meymeniyye Matbaası tarafından hicri 1307 senesinde basılan nüshadır.