İşrâkîlik, Şihâbüddin es-Sühreverdî (öl.587/1191) tarafından sistemleştirildiği kabul edilen, özgün ve köklü bir düşünme biçimini temsil etmektedir. Bu durumda İşrâkîliğin araştırılması, sadece bu ekolün anlaşılması için değil, aynı zamanda bir bütün olarak İslam felsefesi geleneğinin de anlaşılması için önemlidir. Ancak, hem tarihsel süreçte hem de İslam felsefesinin kurucu epistemolojilerine ilişkin son yıllarda yapılan araştırmalarda İşrâkîliğin çok az ilgi gördüğü, yeteri kadar araştırılmadığı ve anlaşılmadığı görülmektedir. Bu anlamda İşrâkîlikle ilgili, genel olarak, iki araştırma alanına duyulan derin ihtiyacı tespit etmek mümkündür:
(i) İşrâkîlik düşüncesinin ‘farklılık’larını ihtiva eden ayrıştırıcı vasfını kendi bütünlüğü içinde anlama ihtiyacı,
(ii) tamamlayıcı bir parçası olduğu İslam felsefesi geleneğinin diğer ekolleriyle olan ‘paylaşımları bakımından anlama ihtiyacı.
Birincisi İslam felsefesinin özgün bir ekolü olarak İşrâkîliğin araştırılmasına; ikincisi Meşşâîlik ve Felsefî Tasavvuf ekolleriyle olan ilişkisinin anlaşılmasına ve araştırılmasına ilişkin bir ihtiyaçta temerküz etmektedir.