Ey kendi zindanına kendini haps eden kişi. Çıkmak vakti gelmedi mi? Kendini tanıma uğraşı bu kadar mı zor geldi? Kendilerini ateşten zincirlere vuranların haberleri ulaşmadı mı sana?Anahtar ellerinde kendi kuşandıkları zincirlerin açılmasını bekleyenleri görmedin mi? Yaşadığın yere bu kadar mı yabancısın bakmaz mısın etrafına bu oluş ve bozuluş kim için? Kelimelere ne için yüklenmiş manalar hangi manaya ne için giydirilmiş libaslar? Şimdi kalk ve sadece semaya arza ve arasındakilere bak. Bak ki haber versinler sana semandan ve arzından. Bu haber sana ulaştı mı göreceksin ki her şey sana ayna ve kendini tanıdığın ölçüde tanıdık. Ve unutma her yönü haberci olandan düşmüştür unutkanlık.
Bir ulu zâtın merhametli ellerinden; yolculuğa çıktığı hakikat şehirlerinde o şehirlerin ulularının dilinden şehirlere dair hakikatleri dinleyen ve seyreden bir dervişin hikâyesi.