Sen de bilirsin ki bir ev iki günlük konuğundan sırrını saklayabilir ama on iki günlük konuğundan asla.Saklayamadı da.Üçüncü günden artık gitme vaktinin geldiği on ikinci güne kadar her gün kendisini biraz daha aralayan o sırla uyuyup o sırla uyandım.Önce bahçeye bakan pencerenin perde aralığından gördüm annesi çoktan ölmüş sessiz Mahinur'u; sonra kapı aralığından sonra aralanmış bir kapıdan.Önce küçük küçük tıkırtılarını duydum oturduğum odada; sonra ölçülü fısıltılarını sonra da çiçeklere su verir gibi konuşmasını....