Ekonomik kalkınma; bir ülkede ekonomik büyüme yanında ekonomik, sosyal, teknolojik, kurumsal ve çevresel alanlarda yapısal dönüşümlerin gerçekleştirilmesi şeklinde tanımlanabilir. Kalkınma, özellikle az gelişmiş ekonomilerde ekonomik ve sosyo-kültürel bir yapının değiştirilerek yenilenmesi bağlamında nitel değişkenler üzerine odaklanmaktadır.
1990’lar itibariyle kalkınma anlayışında, büyüme ve çevreyi birlikte ele alan kalkınmanın sürdürülebilirliği giderek ön plana çıkmıştır. Sürdürülebilirlik kapsamında kalkınma politikalarında yaşanan dönüşüm sonucu, değişen ve gelişen kalkınma anlayışı turizm sektörüne de yansımıştır. Sürdürülebilir kalkınmanın uluslararası boyutlara taşınmasının ardından sürdürülebilir turizm konusu da zaman içerisinde gündeme gelmiş ve ekoturizm önde gelen alternatif turizm faaliyetleri arasında yer almıştır. Özellikle 1990’larla birlikte ön plana çıkan ekoturizm, birçok ülkede yerel halka sosyo-ekonomik katkı sağlayan bir faaliyet alanı olarak karşımıza çıkmaktadır. Ekoturizm, yerel halka ekonomik getirisi olan, kırsal alanda yaşayan kişilerin bulundukları yerlerdeki kültürel değerlere sahip çıkmalarını ve önemsemelerini sağlayan ve aynı zamanda turistler ile etkileşimde bulunulması yoluyla kültürel kaynaşmaya dayanan doğa temelli bir turizm türü niteliğindedir.