Farklı jeopolitik teorilere dayalı konvensiyonel silahlarla yapılan sıcak savaşların ve ideolojilere bağlı soğuk savaşın sona ermesinden sonra devreye sokulan “yumuşak güç”, “akıllı güç” teorilerine dayalı olarak sürdürülen savaşlar, artık coğrafyalar üzerinde askeri güçlerle değil, ekonomi, kültürler, dinler, dini değerler üzerinden yapılmakta ve bu yolla toplumlar etki altına alınıp kontrol edilmeye çalışılmaktadır. Küresel hegemonya peşinde olan güçler adına, bir yandan mevcut medeniyet ve onlara bağlı kültürleri ve dinleri çatıştırmak için teoriler üretilirken diğer yandan çatışan bu kültür ortamlarında “yumuşak güç teorisi” işletilerek cezbedici, şirin sunumlar eşliğinde Küresel emperyalizmin kültürü, medyanın da etkisiyle toplumlara enjekte edilmektedir. Böylece Küreselleşmenin ideolojik aracına dönüştürülen kültür, aynı zamanda kendi üzerinde Teopolitik ve Teostratejilerin gerçekleştirildiği bir alana dönüştürülmektedir.